4 Ocak 2011 Salı

İSRAİL GEZİSİ 03-07 ŞUBAT 2010












İSRAİL GEZİSİ  

İsrail Gezisi:03-07 Şubat 2010

03 Şubat 2010  1. gün TELAVİV YAFA

Kubbetus Sahra

Beytullahim Filistin Bölgesi

arkadaşım Sedat
         Kutsal mekan Kudüse ve İsrail turuna başlıyoruz. Bu geziye de  ben Osman, arkadaşım Sedat ile beraber  Antonina Tur eşliğinde katılıyoruz.  Geziyi anlatırken zaman zaman tarihi olaylar , Hz İsa ve  3 kutsal dinle ilgili konulara da değineceğiz.. Sabahleyin rötarlı bir kalkışla İstanbuldan ayrıldık ve saat 12.00 gibi Tel Aviv Ben Gurion Havalanına  vardık. Havaalanında yaklaşık 2 saatlik bekleme ve pasaport kontrolu yapıldı. Pasaport kontrolunde öncelikle turla gelmemize rağmen neden geldiğimiz, tanıdık kimse olup olmadığı, nerelerde kalacağımız ve gezeceğimiz yerler sorgulandı. Turda   Türkiye den Dr Feridun bey ve Hayfadan Uri bey rehberimiz olarak yer alıyor. Tel Aviv turundan sonra Yahudiliğin en büyük müzelerinden Diaspora Müzesini gezdik. Burada soykırımla ilgili görseller , Yahudi tarihi ile ilgili dökümanlar mevcuttu. Meraklılar gezebilir. Burada öğle yemeğinde  bir şeyler atıştırdıktan sonra Eski Yafa şehrini gezdik. Burası Osmanlılar döneminde  kalabalık bir şehirmiş, daha çok Araplar yaşıyor. Osmanlı dönemine ait eserler var. Gecikmeler   nedeniyle akşam oldu ve Kudüse kalacağımız otele gectik. Kudüste Novotel de kaldık. Genel olarak güzel bir oteldi. Mangosunu çok beğendim.  Sebzelerde gayet güzeldi.

04 Şubat 2010  2. gün  KUDÜS  BETHLEHEM

Kudüs Getshameni Kilisesi yanında 2000 yıllık zeytin ağaçları

ESKİ KUDÜS GÖĞE YÜKSELİŞ KİLİSESİ


Ağlama Duvarı
Sabah kahvaltıdan sonra saat 08.00 de otelden ayrıldık. Önce Eski Kudüsü karşıdan gören zeytindağına çıktık. Buradaki fotoğraf molasında  Kubbetus Sahra ve Kudüs resimleri çektik. Ön tarafta Kutsal Yahudi mezarlığı mevcut. Sonra Hz. İsa nın ele verildiği yere yapılan  Getshemeni kilisesini gezdik.  Burada  ayrıca  Hz İsa nın Kudüs için gözyaşı döktüğü yer olan Dominus Flavus Kilisesini gördük. Getshemani Kilisesinin yanında 2000 yıllık zeytin ağaçları görülmeye değerdi. Daha sonra  Eski Kudus şehrine surlardan Yafa kapısından giriş yaptık.. Önce Müslüman tarafındaki Kubbetus Sahra ve Mescidi Aksa yı gezdik. Burası bizim için kutsal bir mekandır. Savaştan sonra buranın güvenliğini Ürdüne bağlı  güvenlik güçleri sağlıyor ve Müslüman olmıyanlara giriş verilmiyor. Mescidi Aksa Camisini gezdik. Bu cami ilk olarak Hz Ömer zamanında yapılmış sonraları  Memlükler ve Osmanlılar döneminde düzenleme yapılmış. Dikdörtgen şeklinde  güzel bir camidir. Sonra avludan Kubbetus Sahraya gectik. İki yapı yan yana duruyor. Kubbetus Sahra   Müslümanların ilk kıblesi ve Peygamberimiz Hz. Muhammed in  Miraca çıktığı  yere yapılmıştır. İçerisinde Miraca yükselinilen taş var. Kubbetus Sahra nın çini işlemeleri Osmanlılar tarafından kubbesindeki altın kaplama Ürdün kralı Kral Hüseyin tarafından yaptırılmıştır. Burada dua ettik. Buradan çıktıktan sonra Yahudi bölümüne kontrol noktasından gectik. Burada Al Burak Restoranda naneli çay içtikten sonra Ağlama duvarına ( Western Wall)  geldik. Hava serin olmasına rağmen çok kalabalıktı. Ağlama Duvarı Yahudiler için en kutsal yerdir. Hz Süleymanın yıkılan tapınağının ( M.Ö. 900) kalıntısı  olduğuna inanılıyor. Burada Ağlama Duvarında  erkekler ve bayanlar ayrı ayrı ibadet ediyorlar. Sonra eski Kudüste gezdik. Tüm Milletler Kilisesini gezdik. Burası Katolik, Protestan, Ermeni  ve Ortodokslara ait bölümlerin yer aldığı birleşik bir kilisedir. Daha sonra  Hz İsanın çile yolunu (via dolorosa), Ğöğe Yükseliş Kilisesi gezdik. Hz İsa nın çile yolu durakları 14 tanedir ve Çarmıha gerildiği Golgota buradadır . Çile yolunun son durağı   Hz İsa nın yıkandığı  taş halen mevcuttur. Sonra salaş bir restoranda felafel yedik. Eski Kudüs tam bir otantik bir şehir. Yemekten sonra Davud Kalesini gezdik. Buranın son şekli Memluklar zamanında yapılmış.
     Kudüs gezimiz dolu dolu geçiyor. Buradan Hz İsanın doğduğu yer olan Bethlehem ( Beytullahim)e gectik. Beytullahim de Araplar yaşıyor ve  önce şehir girişinde  kontrol noktasını gectik. Arap ve Yahudi toplumları arasında  burada İsrailin yaptığı duvar var. Bethlehem de  Hz İsanın doğduğu yere yapılan Kutsal Doğum Kilisesini gezdik. Hz İsanın doğduğu yer burada ve  hristiyanalr için çok kutsal. Sonra yan tarafında ilk azizelerden  Azize Katerina Manastırını gezdik. Burası çok eski bir kilise Haçlı dönemlerinden kalıntılar var ancak tüm kiliseler gibi bu da Bizanslılar döneminde yapılmış. Akşam yemeğini otelde yedikten sonra Sedatla beraber gece eğlencesi için    Kudüs merkezindeki Dublin Irish bara gittik. Gece güvenli bir şekilde Yahudi bölgesinde gezdik. Yerel maccabi birası içtik ve otele taksiyle döndük..
yerel biralar
     Kudüs şehri ve Kubbetus Sahra benim bu tura katılmamın nedenidir. Kudüs çok eski bir şehirdir. İbranice adı Jerusalemdir. Yahudilik tarihine bakarsak  Hz Davud  bu şehre yerleştikten sonra devleti kuruyor. Filstinlilerin lideri Golyat la savaşır. Daha sonra oğlu peygamber ve kral olan Hz Süleyman Yahudilerin kutsal ilk mabedini yaptırır (m.ö. 900). M.Ö. 586 da lü Babil kralı  Nebukednezar  şehri ve tapınağı yıkarak Yahudileri  babile götürmüştür. Daha sonra Persler  Kudüsü aldıktan sonra  Yahudiler tekrar buralarda yaşamışlardır. Büyük Kyruş tapınağın tekrar yapılmasına izin vermştir. Şu anda ibadet edilen Ağlama duvarı Hz Süleyman döneminden değil , M.Ö. 2 yy da Yahudi krallıklarından Haşimiyanlar döneminden kalmadır. Hz İsa nın doğduğu yıllarda ise Burası Roma İmparatorluğuna bağlı bir eyaletti. Romalı eyalet valisiyle beraber yerel yönetici olarak Yahudilerin başında  Kral Herodes bulunuyordu. Kral Herodes tapınağı tekrar restore etmiştir. Çok zevk ve eğlence düşkünü olan kral Hz İsanın doğacağını öğrendiğinde 2 yaşına kadar tüm erkek çocukları öldürtmüş.  Hz İsa Beytullahim de bir ahırın yalağında doğmuş.. Daha sonra kraldan kaçmak için Çöle ve Mısıra gitmişler. Kral öldükten sonra da  geri dönmüşler.  Hz İsa yakalandıktan sonra  mahkemece suclu bulunup çarmıha geriliyor ve haçını kendisi taşıyor. Çile  yolu (via dolorosa) denilen yoldan gecerek golgotada çarmıha geriliyor. Daha sonra mezara konuluyor ancak ertesi gün cesedinın olmadığı görülüyor. Bizim inancımıza göre  ise yakalanan ve çarmıha gerilen havarilerden birisidir, Hz İsa ise arşa çekilmiştir. Çarmıha gerilen Hz İsa değildir. Daha sonra Yahudilerin Romaya isyanları olunca da Milattan sonra 70 yılında Titus döneminde tüm Yahudiler Kudüs  ve çevresinden çıkartılarak dünyanın farklı ülkelerine sürgün ediliyorlar.. Romalılar Tapınağı tekrar yıkmışlardır.  Yahudiler 1948 İsrail Devleti kuruluncaya kadar sürgünde yaşıyorlar. 1967 Arap-İsrail savaşına kadar eski Kudüs  Ürdün yönetimine bağlıdır ancak şu anda Batı Şeria toprakları içinde işgal altındadır.
               Kudüs Hz Ömer zamanında  fethedildi ve ilk Mescidi Aksanın temelleri eski Süleyman Tapınağının üzerine yapılmıştır.. Kubbetus Sahra ise Emevi halifeliği döneminde  yapılmış olup Osmanlılar döneminde tamir ve bakımı yapılmıştır.Kanuni Sultan Süleyman bugünkü Kudüsü çevreleyen surları yaptırmıştır. Haçlılar  M.S. 1099 da Kudüsü geri aldılar. Selahattin Eyyübi 1287 de tekrar Kudüsü Müslüman hakimiyetine aldı. 1517 de ise Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Devletine katılmıştır. Esli Küdüs  de Müslüman, Yahudi Ermeni ve Hristiyanların yaşadığı 4 mahalle var ve tamamı surlarla çevrili. Beytullahim Kudüse bağlı ancak Araplar yaşıyor. Kubbetus sahra ve Mescidi Aksaya Haremül Şerif deniliyor ve bizim için kutsal bir yerdir. Kudüs kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Ve de özellikle Kubbetus Sahra, Ağlama duvarı ve Eski Kudüs.

5 Şubat 2010  3. gün   ÖLÜ DENİZ MASSADA QUMRAN TİBERİYA

MASSADA DAĞINA ÇIKIŞ

LUT GÖLÜ (DEAD SEA)

AZİZ PETRUS

JORDAN NEHRİ HZ İSANIN VAFTİZ YERİ
Otelden kahvaltı sonrası ayrıldık. Batı şeria içinde Lut gölüne doğru gidiyoruz. Lut gölü yaklaşık deniz seviyesinin 400 metre altında etrafı çorak ve kurak ancak etkileyiciydi. Önce Yahudiler için kutsal bir yer olan Masada Dağına çıkıyoruz. Masada Dağında Romalılara teslim olmamak için ölümü secen Yahudilere ait kalıntılar var. Dağın yamacında Krallar için yapılmış saray kalıntıları var. Buradan göl manzarası güzeldi. Sonra Yahudi tarihi belgelerinin bulunduğu Qumran bölgesinde gezdik. Burada öğle yemeği molasından sonra alışveriş yapıldı. Dünyanın başka yerinde bulunmayan ve gölden üretilen güzellik kremleri ve losyonları, malzameleri burada satılıyor. Sonra otobüsle Tiberiasa gectik ve otele yerleştik. Holiday inn tiberias otelde kaldık. Yemekleri çok güseldi. Bizim nohut yemeğininin benzeri sulu etli patlıcan yemeği vardı.

6 Şubat 2010 4.gün TİBERİAS CAFERNAUM NASIRA MEGGİDO AKKA

DR SEDAT

CELİLE GÖLÜ

            Otelde güzel bir kahvaltıdan sonra  Tiberium şehrinden ayrılıyoruz. Şehirde Osmanlı dönemine ait cami kalıntıları var. Tiberias adını Romalı İmparatordan alan İsrailin en verimli topraklarının olduğu eyalet. Burada celile gölü (galilei gölü) Golan tepeleri ve Ürdünle sınırı sağlayan Jordan nehri var. Daha sonra Hz İsa döneminde kullanılan otantik tekne tarzında yapılan bir tekneyle Celile  gölüne açıldık. Celile gölü küçük bir göl olmasına rağmen karşı kıyısında işgal altındaki Golan tepeleri gözüküyor.. Bu su kaynakları bölge tarımı için çok önemliymiş.Yaklaşık 45 dakika sonra Hz İsa nın Hristiyanlığı yaymaya başladığı ve ilk  vaaz verdiği  yerlerin olduğu Kafernauma geldik. Bu bölgede Hz İsanın çeşitli mucizeleri gercekleşmiş. Hz İsa burada 2 balık 5 ekmekle  vaaza gelen 5000 kişiyi doyurmuş. Gölde  yürümesi yine buralarda olmuş. Ayrıca ilk havarilerden Petrus buralı ve balıkçıdır. Buradaki  kiliselerde 2 balık figürü yaygındır. Sonra Jordan nehrinde Hz İsanın  Hz Yahya tarafından vaftiz edildiği yeri gördük. Sonra göl kıyısında öğle yemeği yedik. Burada balık yemek hristiyanlar için çok revaçta. Petrus balığı denilen bir göl balığı servis ediliyor ancak ben balık çok kılçıklı olduğundan köfte ve taze hurma yedim. Celile gölü görülmesi gereken bir yer..
           Sonra Nazaret şehrine gectik. Burası Hz Meryemin doğduğu Hz İsanın çocukluğunun geçtiği  Nasıra köyüdür.. Şimdilerde bir şehir ve Nazaret deniyor. Genelde Araplar yaşıyor. Burada baklava gibi bizim hamurlu tatlılarımızın aynıları var. Baklava yedik. İncilde yazılana göre ;Hz İsa buraya bir düğüne gelmiş. Ev sahibinin şarabı yokmuş ve Hz İsa küplerdeki suyu şaraba çevirmiş.  Daha sonra Yahudiler olan kutsal ören yeri Maggido ya geliyoruz. Burası Hz Süleyman dönemlerinde bir yerleşim yeriymiş. Önünde kutsal  Armageddon Savaşının olacağı varsayılan İsrael Ovası var. Mısır firavunu  3. Tutmasis Kenanlılarla savaşa giderken ovaya açılan İron Vadisisinden geçmiş.  İstanbul Sultanahmetteki dikilitaş Tutmosis döneminden kalmadır.Maggido bir ören yeri ve altında bir tünel var, bu tünelden gectik. Daha önce kuşatma zamanlarında bu tünel kullnılıyormuş.
               Sonra otobusle Akkaya doğru yola çıktık. Akka  Müslümanların yaşadığı bir şehir. Haçlılar buraya Akko demişler. Akkayı kuşatan Napolyon , Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusuna burada yenilgiye uğramıştır  ve Akkayı  alamamıştır.Eski şehrin olduğu yer Unesco tarafından koruma altına alınmış.Önce eski şehre giriş yaptık. Osmanlı döneminden kalma saat kulesi, Türk çarşısını   ( Turkish Bazaar) gezdik.  İsrailin diğer yerlerine göre çok daha ucuzdu. Ayrıca Cezzar Ahmet Paşa Cami sini gezdik ve eski Osmanlı hanlarını gördük. Bu şehirde Osmanlı izleri halen hissediliyor. Yemekler  zaten aynı, heryerde kebaplar dönerler ve bizdeki tatlılar vardı. Çarşıda Türkçe kasetler  de satılıyor. Sonra tekneyle Arabesk müzik eşliğinde kısa bir deniz turu yaptık Hava kararınca deniz kıyısındaki Palm Beach Otele yerleştik. Yemekten sonra arkadaşım Sedatla beraber tekrar Eski Akkaya  gelerek Lale El Sultan kafede nargile içtik. Salaş bir yerdi ama nargile çok lezzetliydi. Burada nargileye şişa deniliyor. Akkayı çok otantik buldum. Eski Kudüs kadar olmasada Osmanlı izlerinin olması, Türk pazarında gezmek ve nargile içmek güseldi.


07 Şubat 2010 5. gün  AKKA HAYFA TEL AVİV

BAHAİ BAHÇELERİ TEL AVIV

AKKA

TEL AVIV
           Otelde kahvaltının ardından Akkadaki  Unesco tarafından koruma altına alınan diğer yerleri gezdik. Yer altındaki haçlı kalesi, buradaki tüneller ve hamam gösterisi ilgincti.  Sonra İsrailin liman kenti Hayfaya gectik. İki şehir birbirine çok yakın ve komşu ancak Hayfada Yahudiler yaşıyor ve gelişmiş bir şehir. Yol kıyısında eski Osmanlı hicaz trenyolu var. Sonra Hayfada ki Ünlü Bahai bahçelerini gezdik. Bahai bahçeleri altalta simetrik düzgün bakılmış ve geniş bir alanı kaplayan bahçelerden oluşuyor. Bahçelerin bakımını bu tarikata inananlar kendileri yapıyormuş. Görülmesi gereken bir yer. Buradan Hayfayı kuşbakışı görebiliyorsunuz.  Öğleden sonra İstanbula dönmek üzere Tel Aviv Ben Gurion Havaalanına geldik.
            Pasaport kontrolunde bavullar açılıp aranıyor. Kıymetli hediyelerin faturalarına bakılıyor.  Diğer Arap ülkelerine  gideceklerin Pasaporta girişte ve çıkışta kaşe vurdurmaması gerekiyor. Uçak beklerken free shopu gezdik. Free shop çok büyüktü ve fiyatlar uygundu Rehberimiz Dr Feridun bey sayesinde dolu dolu bir gezi oldu.  Kudüs görmek istediğim bir yerdi. Yemek açısından Yahudiler domuz eti yemediğinden bu konuda çekincesi olanlar et yemeklerini rahatlıkla yiyebilirler.  Yemek lezzetleri bizimkine yakın , oteller temiz ve güvenli, odalar düzgün. Genelde Arap bölgelerinde fiyatlar  ucuz ancak Yahudi bölgelerinde  bize göre %20-25 pahalı.  Ülkede para birimi şekel. Yaklaşık 5 şekel 1 dolar yapıyor. Taksi ücretleri çok ucuz. Hediyelik eşyalar pahalı.. Bu gezi için Antonina Tura teşekkür ederiz..
       
             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder